Saros’a gelen gemiye tepki! Patlarsa, 55 atom bombasına eşdeğer!
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – Bilindiği üzere; 15 Şubat itibarıyla Hindistan bandıralı Vasant 1 gemisi, BOTAŞ tarafından Saroz Körfezi’ndeki Sazlıdere ve Gökçetepe köylerinin ortasında inşa edilen Yüzer Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Ünitesi (FSRU) Doğal Gaz Nakil Limanı’na girdi.
Kahramanmaraş’ta yaşanan depremin ardından geminin Saros’ta Ganos fayı yakınında kurulan tesise girmesiyle FSRU Limanı ile ilgili yansımalar artmaya başladı.
Geminin Saroz Körfezi’ne girmesiyle ilgili açıklama yapan Keşan İl Yönetim Kurulu üyeleri ve Saros Gönüllüleri, bu kez limana yakın alanda basın açıklaması yaptı. Saat 13.00’te başlayan açıklama; Keşan İl Yönetim Kurulu ve Saros Gönüllüleri Dayanışma bileşenleri, siyasi parti temsilcileri katıldı.
KARAGÖZ: “GEMİ BİZİM ZAMANI OLMAYACAK”
Açıklamada ilk sözü alan Keşan Kent Konseyi Başkanı Hasan Karagöz, “Arkamızda gördüğümüz gemi inşallah bizim zamanımıza gelmez. Çünkü kalbimiz sızlıyor.” “Kahramanmaraş’ta yaşanan depremden sonra bu geminin buraya sessizce yanaşması çok anlamlı. Davetimizde Kahramanmaraş ile Malatya’nın ortasının 220 km olduğunu belirtmiştik ama Malatya’nın durumu ortada, Ganos fayı sınırı ile burası arasındaki mesafe 7 km yani artık Garos’taki bilim adamları bunu açık ve net bir şekilde söylüyor. yakın gelecekte bir sarsıntı bekliyoruz. Kuzey Anadolu faylı Marmara depremi bizim katillerimizden biri, Ganos faylı burası merkez üssü olacak. Böyle bir depremin merkez üssü olan bir yerde böyle bir şeyin konuşlandırılması, maddi bedeli ne olursa olsun kabul edilemez, insan hayatından öte bir şey bilmiyoruz.”
KARAGÖZ: “BUNUN HESABINI SORUŞTURACAĞIZ”
Karagöz, projeye 5 yıldır direndiklerini ancak başaramadıklarını belirterek açıklamasına şöyle devam etti: “Yaklaşık beş yıldır direndik, tarih yazacak ama başaramadık. Bundan sonra da çabalarımız devam edecek. Bizim kararlılığımız ve direnişimizle bu gemi buradan çekilebilir. Umudumuz yok, bunun için çabalamaya devam edeceğiz. Bunun bu şekilde bilinmesi gerekiyor ve biz bunu burada açıkça beyan ediyoruz. Bugüne kadar hukuka ve bilime haykırarak hareket edenler olabilir ama bunu yapmak istemiyorlar ama Ganos fay hattında bir şey olursa ve bu büyük bir felaket olursa, bunu yapanların peşini bırakmayacağız. onların altına imza attık ve onlardan hesap soracağız. Bunun böyle bilinmesi gerekiyor. Bunu tarihe geçmesi için özellikle söylüyoruz. “
KARAGÖZ: BOTAŞ DOĞALGAZININ THRAKI VEYA KEŞAN İÇİN VANASI YOK
Keşan Kent Konseyi Başkanı Hasan Karagöz, yaşamı savunduklarını hatırlatarak açıklamasını şöyle tamamladı: “Biz burada boşuna durmuyoruz. Hayatı savunuyoruz, hayatı savunuyoruz ama maalesef böyle bir fırsatçılığı kabul edemiyoruz. Pandeminin en yaygın olduğu dönemde sokağa çıkma yasağında olduğumuz dönemde 17 kilometrelik boru sınırını yaptılar, Kahramanmaraş depreminde her birimiz acımızı sarmaya konsantre olurken; sessizce gemiyi buraya getirip yanaştılar. Dikkat edin burada kimse, milli menfaat, milli menfaat vs. sadece taşeronluk görevimiz var. Katar doğalgazını buradan Avrupa’ya pompalatacağız, başka bir şey değil. Çünkü BOTAŞ’ın Trakya’ya ya da Keşan’a doğalgazı için bir vanası yok. Birbirimizi asla aldatmayalım, bu kadar açık”
Çoban: “Çığlıklarımızı DUYMADILAR”
Karagöz’ün ifadesinin ardından Kent Konseyi ve Saros Gönüllüleri Dayanışma Derneği tarafından hazırlanan ortak basın açıklaması okundu. Basın açıklamasını Saros Gönüllüleri Dayanışma Sözcüsü Mürşide Çoban yaptı. Saros Gönüllüleri Dayanışma Sözcüsü Mürşide Çoban, “Maalesef Saros’u öldürmeye yemin edenler, sunulan tüm verilerin Saros Körfezi’nin Yüzer Depo ve Yeniden Gazlaştırmaya uygun olmadığını ispatlamaya özen göstermişlerdir. Birim (FSRU) Doğal Gaz Transfer Limanları bilimsel ve yasaldır. İlim ve hukuku asla ön planda tutmadıkları için feryatlarımızı duymazdan geldiler.” söz konusu.
“KAZANAN DİĞER ÜLKELER; BİZİM DENİZİMİZ, DOĞAMIZ OLAN ASKER”
Edirne’den Çanakkale’ye kadar tüm bölgenin ve halkının Katar gazını Avrupa’ya ulaştırmak için çevresel, bilimsel ve hukuki adaletsizliğe maruz kaldığını hatırlatan Çoban, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: Burayı yok ettiler ve acımasızca toprak üzerine inşa ettiler. fay hattı tam hızda. Proje başlamadan önce BOTAŞ’ın açıklamaları ve ÇED raporunda günde 28 milyon metreküp üretim yapılacağı, günde bir gemi gelir ya da gelmezdi. Proje bittiğinde geldiğimiz noktada daha geçen ay yapılan anlaşmalarla Saros’u, Enerji nakil bölgesi Trakya’yı LNG taşımacılığı için hub bölge ilan ettiler. Ülkeler arasında 10 yıl vadeli yıllık 1.4 milyar metreküp, Bulgaristan ile 13 yıllık 1.5 milyar metreküplük anlaşmalar yaptılar ki bu uzun yıllara yansıyacak. Tehlikenin farkında mısınız arkadaşlar? Diğer ülkeler kazanıyor ama katledilen hep bizim denizimiz, hep doğamız! Bu ağır bedelleri canımızla ödememek için daha kaç felaket yaşamamız gerekiyor? Biliyorsunuz bu FSRU limanı sadece Trakya ve Marmara bölgelerinin gaz ihtiyacı için inşa edildi? Hangisi bölge halkı için yüksek istihdam kaynağı olur?”
“SAROS’A ZARAR VERMEYE BAŞLADI”
Saroz Körfezi’ne gelen geminin römorkörler eşliğinde sığ sularda zorla ileri doğru çekildiğini gördüğünü kaydeden Mürşide Çoban, daha ilk günden Saros’a zarar vermeye başladığını ve dip kumullarını yırtıp ezerek ilerlediğini söyledi. dip florası ve balık yuvaları. Gemiyi bir canavara benzeten Çoban, Saros’un yol vermediğini ve direniş gösterdiğini kaydetti.
“ÇED RAPORU İHLALİ”
ÇED raporunun ihlal edildiğini öne süren Mürşide Çoban, ihlalleri şöyle sıraladı: “İskele 270 metre dediler, ihalede 320 metreye çıkardılar! Boru çapını 1 metreden 90 cm’ye indirdiler. Proje alanının 52.3 hektar olduğunu ve ihtiyacın giderek arttığını söylediler. Şu anki işgal alanını bile hesaplayamıyoruz. Deniz tabanı atmosferinin oksijen kaynağının deniz çayırlarını 860 metre uzağa taşıdığını ve ekili alana sıfır uyum sağladığını söylediler. Şu anda dünyada ilk defa denenen teknikle projeden sonra dikilmesi gerekiyordu ama ne yazık ki yaşasınlar mı ölsünler mi akıbetlerini bilmiyoruz. 6000 metrekarelik alandan taşınan meraların deniz tabanına indirilerek yerine dikilmesini bekliyoruz. Ülkemizin taraf olduğu Barselona, Bern, Paris anlaşmaları ve biyolojik çeşitlilik anlaşmaları bunların hiçbirine uymadı. Bu çiğnenmiş ÇED’ler ve asılsız vaatlerle Saros’a yılda kaç geminin gireceğini, kirliliğin boyutunu, körfez ve çevresinin akıbetini artık tahmin edemiyoruz! Ayda, haftada, günde kaç geminin güvenlik önlemi alacağını, saf deniz hakkımızın ne kadar zarar göreceğini bilmiyordu.”
“LNG GEMİSİ PATLARSA 55’LİK ATOM BOMBASI ETKİSİ UYGULANACAK”
Bilim adamlarının raporlarından örnekler veren Çoban, “Deniz tabanının zemin profili çamur, kum tabakası gevşek, orta-sıkı ve sarsıntı etkisi altında sıvılaşmaya bağlı ani oturmalar olabilir. Liman dolgu alanı için kaçak ocaktan alınan taşların yeterli sertlik, basınç, erime ve aşınma direnci hesaplanmamıştır. Yapmış olduğunuz liman ve boru hattının olası bir depremde aktif fay sınırına yatay ve düşey etkileri hesaplanmamıştır. Olası bir sızıntıda 10 km çapındaki bölgede yangın çıkma ihtimali var, yangın risk önlemleri alınmadı. LNG gemisinin patlaması durumunda 55 atom bombası etkisi olduğu konusunda Türkiye Denizcilik Federasyonu’ndan görüş alınmadı. Bizi bir daha bilimde değerlendirmeyeceğinizi biliyoruz. Ama susmayacağız.” söz konusu.
“TRAKYA’NIN KALBİNE YÜZEN BOMBA DÖKMEYE SON VERİLMELİ”
Projenin yer seçiminin yanlış ve yanlış olduğuna değinen Mürşide Çoban, turizm savunma ve gelişme bölgesi olan Saroz’un kaderinin Vandalizme kurban edilmemesi gerektiğini söyleyerek, açıklamalarına şu sözlerle devam etti: affetmek! Doğayla inatlaşmanın bedelini bundan sonra ödemek istemiyoruz. Henüz liman açılmamışken, depremden ders çıkarılmasını, projenin özellikle jeolojik açıdan baştan aşağı yeniden değerlendirilmesini ve fay hattı üzerinde Trakya’nın göbeğine yüzen bomba yerleştirilmesinden vazgeçilmesini talep ediyoruz. hızla yaklaşan Marmara depremi öncesi.”
KALKAN: “BUHARLAYACAKSINIZ”
Kavak Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Lideri Sabahattin Kalkan da “Köylüyüm, çiftçiyim, besicilik yapıyorum, burada yaşıyorum. Dün civardaki tüm köyleri ziyaret ettim. Kooperatifteki arkadaşlarıma yarın burada basın açıklaması olduğunu, lütfen gelmeye çalışın dedim. Öncelik sensin. Ben karşı kıyıda oturuyorum, sen limanın dibinde, onların adasının tam karşısındasın. Ben öbür tarafta öleceğim, siz burada bir ekibin yatırımları yüzünden buharlaşacaksınız. Varlığınız hakkında hiçbir şey bulunmayacak. Onlara Lübnan’daki Beyrut limanındaki patlamayı hatırlattım, kilometre bazında canlı bile tespit edilemedi. Ganos fayının bir tarafında, Sazlıdere nükleer santralinin diğer tarafında oturuyoruz. Bomba atmaya gerek yok. Burada yapılması gerekenleri daha yüksek sesle haykıralım, öne çıkalım, görev alalım, daha fazlasını söyleyelim dedik. Parti teşkilatlarında yönetici olduğum için burada burada oturanlar, buraya gelmeyenlerin hepsini kınıyorum. Gelibolu teşkilatına burasının sizin vatanınız olmadığını söylüyorsunuz. Koltuklarında olup biteni izliyorlar, burası sizin vatanınız değil mi, bu vatan değil mi? Nasılsınız organizatörler, partiler, nasıl oturuyorsunuz orada? Hepinizden razı olsun” dedi.